BY KOLİKFORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Paylaşımlarımızla bir birimizi bilgilendirelim...
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Mevlana Celaleddin Rumi 2

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
by sfenks
Admin
Admin
by sfenks


Mesaj Sayısı : 180
Kayıt tarihi : 28/08/09
Yaş : 29
Nerden : istanbul

Mevlana Celaleddin Rumi 2 Empty
MesajKonu: Mevlana Celaleddin Rumi 2   Mevlana Celaleddin Rumi 2 I_icon_minitimePaz Ağus. 30, 2009 11:51 am

DIVAN-I KEBİR:

Dîvân, sairlerin şiirlerini topladıkları deftere denir. Dîvân-i Kebîr "Büyük Defter" veya "Büyük Dîvân" manasına gelir. Mevlâna’nın çeşitli konularda söylediği şiirlerin tamamı bu divandadır. Dîvân-i Kebîr'in dili de Farsça olmakla beraber, Dîvân-i Kebîr içinde az sayıda Arapça, Türkçe ve Rumca şiir de yar almaktadır. Dîvân-i Kebîr 21 küçük dîvân (Bahir) ile Rubâî Dîvânı’nın bir araya getirilmesiyle oluşmuştur. Dîvân-i Kebîr'in beyit adedi 40.000 i asmaktadır. Mevlâna, Dîvân-i Kebîr'deki bazı şiirlerini Şems Mahlası ile yazdığı için bu dîvâna, Dîvân-i Şems de denilmektedir. Dîvânda yer alan şiirler vezin ve kafiyeler göz önüne alınarak düzenlenmiştir. MEKTUBAT:

Mevlâna’nın basta Selçuklu Hükümdarlarına ve devrin ileri gelenlerin.e nasihat için, kendisinden sorulan ve halli istenilen dini ve ilmi konularda ise açıklayıcı bilgiler vermek için yazdığı 147 adet mektuptur. Mevlâna bu mektuplarında, edebî mektup yazma kaidelerine uymamış, aynen konuştuğu gibi yazmıştır. Mektuplarında "kulunuz, bendeniz" gibi kelimelere hiç yer vermemiştir. Hitaplarında mevki ve memuriyet adları müstesna, mektup yazdığı kişinin aklına, inancına ve yaptığı iyi islere göre kendisine hangi hitap tarzı yakışıyorsa o sözlerle ve o vasıflârla hitap etmiştir. FIHI MA FIH:

Fıhı Mâ Fıh "Onun içindeki içindedir" manasına gelmektedir.. Bu eser Mevlâna’nın çeşitli meclislerde yaptığı sohbetlerin, oğlu Sultan Veled tarafından toplanması ile meydana gelmiştir. 61 bölümden oluşmaktadır. Bu bölümlerden bir kısmi, Selçuklu Veziri Süleyman Pervane'ye hitaben kaleme alınmıştır. Eserde bazı siyasi olaylara da temas edilmesi yönünden, bu eser ayni zamanda tarihi bir kaynak olarak da kabul edilmektedir. Eserde cennet ve cehennem, dünya ve âhiret, mürşit ve mürit, aşk ve semâ gibi konular islenmiştir. MECÂLİS-I SEB'A :

(Yedi Meclis) Mecâlis-i Seb'a, adından da anlaşılacağı üzere Mevlâna’nın yedi Meclisi’nin, yedi Vaazı’nın not edilmesinden meydana gelmiştir. Mevlâna'nın vaazları, Çelebi Hüsameddin veya oğlu Sultan Veled tarafından not edilmiş, ancak özüne dokunulmamak kaydı ile eklentiler yapılmıştır. Eserin düzenlemesi yapıldıktan sonra Mevlâna'nın tashihinden geçmiş olması kuvvetle muhtemeldir. Şiiri amaç değil, fikirlerini söylemede bir araç olarak kabul eden Mevlâna, yedi meclisinde serh ettiği Hadiselerin konuları bakımından tasnifi şöyledir : 1. Doğru yoldan ayrılmış toplumların hangi yolla kurtulacağı. 2. Suçtan kurtuluş. Akil yolu ile gafletten uyanış. 3. İnançdaki kudret. 4. Tövbe edip doğru yolu bulanlar Allah’ın sevgili kulları olurlar. 5. Bilginin değeri. 6. Gaflete dalış. 7. Aklin önemi. Bu yedi meclis'de, asil serh edilen hadislerle beraber, 41 Hadis daha geçmektedir. Mevlâna tarafından seçilen her Hadis içtimaidir. Mevlâna yedi meclisinde her bölüme "Hamd ü sena" ve "Münacaat" ile başlamakta, açıklanacak konuları ve tasavvufî görüşlerini hikaye ve şiirlerle cazip hale getirmektedir. Bu yol Mesnevî'nin yazılışında da aynen kullanılmıştır.

Gel, gel, ne olursan ol yine gel, İster kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel, Bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir, Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel...

Ben yasadıkça Kur'an'ın bendesiyim Ben Hz.Muhammed'in ayağının tozuyum Biri benden bundan başkasını naklederse Ondan da bizarım, o sözden de bizarım, şikayetçiyim...

Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız bizim mezarımız ariflerin gönüllerindedir...

Güneş olmak ve altın ışıklar halinde Ummanlara ve çöllere saçılmak isterdim Gece esen ve suçsuzların ahına karısan Yüz rüzgarı olmak isterdim...

Aklin varsa bir başka akılla dost ol da, islerini danışarak yap...

Su toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeyiz Su tertemiz tarlaya başka bir tohum ekmeyiz biz...

Hayati sen aldıktan sonra ölmek, seker gibi tatlı şeydir Seninle olduktan sonra ölüm, tatlı candan daha tatlıdır...

Biz güzeliz, sen de güzelleş, beze kendini bizim huyumuzla huylan, bize alış başkalarına değil...

Bir katre olma, kendini deniz haline getir madem ki denizi özlüyorsun, katreligi yok et gitsin... Beri gel, beri Daha da beri Niceye su yol vuruculuk ?

Madem ki sen bensin, ben de senim, niceye su senlik benlik...

Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol... MEVLANA'NIN ESERLERİ

1) Mesnevi:

Mesnevi klasik doğu edebiyatında, bir şiir tarzının adıdır. Edebiyatta aynı vezinde ve her beyti kendi arasında ayrı ayrı kafiyeli nazım türüne Mesnevi adı verilmiştir. Uzun sürecek konular veya hikayeler şiir yoluyla anlatılmak istendiğinde, kafiye kolaylığı nedeniyle mesnevi türü tercih edilirdi. Mesnevi her ne kadar klasik doğu şiirinin bir türü ise de, "Mesnevi" denildiği zaman akla "Mevlâna'nın Mesnevi'si" gelmektedir. Mevlâna Mesnevi'yi Hüsameddin Çelebi'nin isteği üzerine yazmıştır. Kâtibi Hüsameddin Çelebi'nin söylediğine göre, Mevlâna, Mesnevi beyitlerini Meram'da gezerken, oturuken, yürürken, hatta semâ ederken söylermiş. Çelei Hüsameddin de yazarmış. Mesnevi'nin dili Farsça'dır. Halen Mevlâna Müzesi'nde teşhirde bulunan 1278 tarihli, elde bulunulan en eski Mesnevi nüshasına göre beyit sayısı 25618 dir. Mesnevi'nin Vezni: Fâ i lâ tün - fâ i lâ tün - fâ i lün 'dür. Mevlâna 6 ciltlik Mesnevi'sinde tasavvufi fikir ve düşüncelerini, birbirine ulanmış hikayeler halinde anlatmaktadır.2) Divan-ı Kebir Divân;

şairlerinin şiirlerini topladıkları deftere denir. "Divân-ı Kebir "Büyük Defter" veya "Büyük Divân" manasına gelir. Mevlâna'nın çeşitli konularda söylediği şiirlerin tamamı bu divandadır. Divân-ı Kebir'in dili Farsça olmakla beraber, içinde Arapça, Türkçe ve Rumca şiire de yer verilmiştir. Divân-ı Kebir 21 küçük divân (Bahir) ile rubâî divânının bir araya getirilmesi ile oluşmuştur. Divân-ı Kebir'in beyit sayısı 40.000'i aşmaktadır. Mevlâna Divân-ı Kebir'deki bazı şiirlerini Şems Mahlası ile yazdığı için bu divâna Divân-ı Şems de denmektedir. Divânda yer alan şiirler vezin ve kafiyeler göz önüne alınarak düzenlenmiştir.3) Mektubat

Mevlâna'nın başta Selçuklu hükümdarlarına ve devrin ileri gelenlerine nasihat için, kendisinden sorulan ve halli istenilen dini ve ilmi konularda açıklayıcı bilgiler vermek için yazdığı 147 adet mektuptur. Mevlâna bu mektuplarında, edebi mektup yazma kaidelerine uymamış, aynen konuştuğu gibi yazmıştır. Mektuplarında "kulunuz, ben deniz" gibi kelimelere hiç yer vermemiştir. Hitaplarında mevki ve memuriyet adları müstesna, mektup yazdığı kişinin aklına, inancına ve yaptığı iyi işlere göre kendisine hangi hitap tarzı yakışıyorsa, onu kullanmıştır.4) Fihi Ma Fih

Fîhi Mâ Fih bir cümle olup, "Ne varsa içindedir" manasına gelmektedir. Bu eser Mevlâna'nın çeşitli meclislerde yaptığı sohbetleri içermektedir. Bunların oğlu Sultan Veled tarafından bir kitapta toplandığı sanılmaktadır. Eser 61 bölümden oluşmaktadır. Bu bölümlerden bir kısmı, Selçuklu Veziri Süleyman Pervane'ye hitaben kaleme alınmıştır. Eserde bazı siyasi olaylara da değinilmiştir. Bu nedenle bu eser tarihi açıdan da büyük bir önem taşımaktadır.

Eserde cennet ve cehennem, dünya ve ahiret mürşid ve mürid, aşk ve sema gibi konular işlenmiştir.5) Mecalis-i Seb'a Mecâlis-i Seb'a (Yedi Meclis) kendi adından da anlaşılabileceği üzere Hazret-i Mevlâna'nın yedi meclisinin, yedi vaazının toplanmasından meydana gelmiştir. Mevlâna'nın vaazları, Çelebi Hüsameddin veya oğlu Sultan Veled tarafından not edilmiş ancak özüne dokunulmamak kaydı ile eklentiler yapılmıştır. Eserin düzenlenmesi yapıldıktansonra, Mevlâna'nın tashihinden geçmiş olması kuvvetle muhtemeldir. Şiiri amaç değil, fikirlerini söylemede bir araç olarak kabul eden Mevlâna, yedi meclisinde şerh ettiği hadisleri şu konulara ayırmıştır: 1. Doğru yoldan ayrılmış toplumların hangi yolla kurtulacağı 2. Suçtan kurtuluş, akıl yolu ile gafletten uyanış 3. İnanç'daki kudret 4. Tövbe edip doğru yolu bulanların Allah'ın sevgili kulu olacakları 5. Bilginin değeri 6. Gaflete dalış 7. Aklın önemi Bu yedi mecliste, asıl şerh edilen hadiselerle beraber 41 hadis daha geçmektedir. Mevlâna tarafından seçilen her hadis içtimaidir. Mevlâna, yedi meclisinde her bölüme "hamd-ü sena" ve "münacat" ile başlamakta, açıklanacak konuları ve tasavvufi görüşlerini hikaye ve şiirlerle cazip hale getirmektedir. Bu yol Mesnevi'nin yazılışında da aynen kullanılmıştır.Mevlana'nın asıl adı Muhammed Celaleddin'dir. Mevlana ve Rumi de kendisine sonradan verilen isimlerdendir. Efendimiz manasına gelen Mevlana ismi O'na daha pek genç iken Konya'da ders okutmaya başladığı tarihlerde verilir. Bu ismi Şemseddin-i Tebrizi ve Sultan Veled'den itibaren Mevlana'yı sevenler kullanmış adeta adı yerine sembol olmuştur. Rumi Anadolu demektir. Mevlana'nın Rumi diye tanınması geçmiş yüzyıllarda Diyar-ı Rum denilen Anadolu ülkesinin vilayeti olan Konya'da uzun müddet oturması ömrünün büyük bir kısmının orada geçmesi ve nihayet türbesinin orada olmasındandır.

Mevlana'nın doğum yeri bugünkü Afganistan'da bulunan eski büyük Türk Kültür merkezi Belh'tir. Mevlana'nın doğum tarihi ise 30 Eylül 1207 (6 Rebiu'l-evvel 604) dir.

Asil bir aileye mensup olan Mevlana'nın annesi Belh Emiri Rükneddin'in kızı Mümine Hatun; babaannesi Harezmşahlar (1157 Doğu Türk Hakanlığı) hanedanından Türk prensesi Melike-i Cihan Emetullah Sultan'dır. Babası Sultanü'l-Ulema (Alimlerin Sultanı) unvanı ile tanınmış Muhammed Bahaeddin Veled; büyükbabası Ahmet Hatibi oğlu Hüseyin Hatibi'dir. Eflaki'ye göre Hüseyin Hatibi ilmi deniz gibi engin ve geniş olan bir alim idi. Din ilminin üstadı ve alimlerin büyüklerinden sayılan güzel şiirler söyleyen Nişaburlu Raziyüddin gibi bir zat da talebelerindendi. Kaynaklar ve Mevlana'nın sevgi yolunda gidenler eserlerinde Sultanü'l-Ulema Bahaeddin Veled'in nesebinin anne cihetiyle ondördüncü göbekte Hazret-i Muhammed'in torunu Hazret-i Hüseyin'e baba cihetiyle de onuncu göbekte Hazret-i Muhammed'in seçilmiş dört dostundan ilki Hazret-i Ebu Bekir Sıddık'a ulaştığını kaydediyorlar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://kolikforum.yetkinforum.com
 
Mevlana Celaleddin Rumi 2
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
BY KOLİKFORUM :: BİYOGRAFİLER-
Buraya geçin: