BY KOLİKFORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Paylaşımlarımızla bir birimizi bilgilendirelim...
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Biyoloji Terimleri A-F

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
by sfenks
Admin
Admin
by sfenks


Mesaj Sayısı : 180
Kayıt tarihi : 28/08/09
Yaş : 29
Nerden : istanbul

Biyoloji Terimleri A-F Empty
MesajKonu: Biyoloji Terimleri A-F   Biyoloji Terimleri A-F I_icon_minitimePaz Ağus. 30, 2009 10:48 am

'A'
Abiyogenez: Canlıların cansız maddelerden meydana geldiğini savunan görüş.
Absorbsiyon : Bir maddenin enerjiyi veya diğer bir maddeyi emebilme, soğurma yeteneğidir.
Açık dolaşım: Kanın damarlardan dokular arasındaki özel boşluklara yayılıp, madde alış-verişi olduktan sonra toplayıcı damarlarla kalbe dönmesine denir.
Adaptasyon: Canlının yaşama ve üreme şansını artıran çevreye uyumunu sağlayan ve kalıtsal olan özellikleri.
Adenin : Nükleik asitlerin yapılarında bulunan azotlu bir pürin bazıdır.Adenin yapısına katıldığı bazı moleküller ; ATP, ADP, AMP, NAD, NADP vs.
Adenovirüsler : Çift zincirli DNA molekülüne sahip virüslere denir.Boyutları 70 - 80 nm olup hayvanlarda bazı tümörlere neden olur.
Adenozin trifosfat (ATP):Canlıların doğrudan kullandığı hücresel enerji molekülü, biyolojik enerji.
ADH : ****bolik faaliyetler sonucunda oluşan alkolleri, keton ve aldehit gruplarına çeviren enzimlerden birisi.
Adrenalin:Böbrek üstü bezinden salgılanan hormon.
Aerobik solunum: Hücrede yalnız moleküler oksijenin kullanıldığı bir solunum şeklidir.
Aerob organizma : Ancak oksijen varlığında yaşayabilen organizmalara denir (tam tersi "Anaerob").
Aglütinasyon: Kan hücrelerinin kümeleşerek pıhtılaşması.
Akson: Sinir hücrelerinin uzun uzantısı.
Aktif taşıma: Yarı geçirgenbir zarda maddelerin az yoğun ortamdan çok yoğun ortama enerji harcayarak geçmesi olayıdır.
Aktin: Kaslarda kasılmayı sağlayan protein yapıdaki ince iplikler.
Alel: Bir karakter üzerinde aynı yada farklı yönde etkili olan iki veya daha fazla genden herbiri.
Alg: Sulu ortamda yaşayan yosun.
Allantoyis kesesi: Yumurta içindeki ****bolik artıkların depolandığı embriyonik kese.
Alveol: Akciğerlerde genişlemiş küçük kesecik.
Amino asit: Proteinlerin yapı taşıdır. Bir amino asit, amino grubu (NH2) ile bir karboksil grubu (COOH) taşıyan bileşiklerdir. Çok sayıda amino asit birleşerek proteinleri oluşturur.
Amonyak (NH3): Protein ****bolizması sonucu oluşan azot ve hidrojen bileşimi olan keskin kokulu bileşik.
Anaerobik solunum: Hücrede moleküler oksijenin kullanılmadığı bir solunum şeklidir.
Anfetamin : Merkezi sinir sisteminde güçlü bir uyarıcı etkisin olan uyuşturucu madde.
Anizogami: Farklı şekil, büyüklük ve yapıdaki gametlerin birleşimiyle yapılan eşeyli üreme şekli.
Antiasit: Asit giderici
Antidiüretik hormon: Böbreklerden suyun geri emilmesini sağlayan ve hipofizin arka lobundan salgılanan hormon.
Antijen: Canlı vücuduna dışarıdan giren ve antikor oluşmasını sağlayan yabancı madde.
Antikodon: tRNA'daki üçlü baz dizilişi.
Antikor: Vucuda giren yabancı maddeleri yok etmek için vücudun ürettiği savunma maddesi.
Apandis: İnce bağırsak ile kalın bağırsağın birleştiği yerde parmak şeklinde bir çıkıntı.
Apandisit: Apandisin iltihaplanması.
Apoenzim: Enzimin koenzim olmadan etkinlik gösteremeyen protein kısmıdır.
Atmosfer basıncı: Atmosferin yer yüzünde bulunan her cisim üzerine yaptığı basınç. Deniz seviyesinde, 760 mm'lik civa sütununun 1 cm2 alana yaptığı basınç "1 atmosfer" basıncıdır.
Atriyum : Kalbin önde bulunan iki odası (kulakçık).
'B'
Bağışıklık: Bir organizmada, mikroorganizmalara ve bunların oluşturduğu maddelere karşı oluşturulan normal olmayan şartlara karşı koymayı sağlayan, doğal yada sonradan kazanılmış direnç.
Bakteri: Monera aleminde yer alan zarla çevrili gerçek ve belirgin çekirdeği ve organelleri bulunmayan prokaryotik yapıdaki en ilkel tek hücreli canlı.
Bakteriyofaj : Bakterileri enfekte ederek ölümlerine neden olabilen virüslere verilen genel ad.
Bal özü:Çiçekler tarafından salgılanan tatlı ve genellikle kokulu bir sıvı.
Balzam : Genellikle odunsu bitkilerden elde edilen reçine ve bu reçinelerden yapılan ilaç.
Başkalaşım: Bazı böcek ve kurbağa gibi canlıların, yumurtadan çıktıktan sonraki gelişme evrelerinde yapısal değişikliğe uğrayarak atalarına benzer hale gelmeleri.
Bazal ****bolizma: Hayatın devamı için şart olan asgari ****bolizma faaliyeti.
Bazal ****bolizma hızı: Besin alınması ve hareketsiz durumda vücudu canlı tutmak için gerekli enerji tüketimi.
Besi doku : Bir tohumun çimlenip ilk yapraklarını verinceye kadar geçen sürede besin ihtiyacını karşılayan doku.
Bipolar : İki uçlu veya iki kutuplu olma durumu.
Beyin: Omurgalılarda kafatası içindeki merkezi sinir sisteminin bir bölümü.
Birim zar: Elektron mikroskobunda arası açık renk iki koyu çizgi halinde görülen iki protein tabakası halinde bulunan lipit tabakasından oluştuğu varsayılan yapı.
Bistüri: Laboratuarda kullanılan keskin bıçak.
Bivalent : Sentromeri henüz bağlı iki homolog kromozomun kardeş kromatitler oluşturmak üzere kendilerini eşlemesi sonucu oluşan grup.
Biyogenez: Canlıların kendilerine benzeyen canlılardan oluştuğunu açıklayan görüş.
Biyokütle: Belirli bir alan ve hacimde bulunan canlı ağırlığa biyokütle denir.
Biyosfer: Dünyadaki bütün canlıların yaşadığı 16-20 km kalınlığında tabaka. Biyosferin deniz seviyesinden 8-10 km'si atmofere, 8-10 km'si okyanusların dibine doğru uzanır.
Biyotik potansiyel : Bir populasyonda ölümlerin en az, çoğalmaların en yüksek düzeyde olması sonucu populasyonun en çok artma oranı.
Blastula: Döllenmiş yumurtanın bölünmeler sonucu, ortası sıvıyla dolu olan bir hücre tabakasından oluşan yapı.
Bowman kapsülü: Nefronun ucunda, glomerulusu saran yarım küre şeklindeki bölüm.
Bronş: Soluk borusundan ayrılan akciğerlere giden iki boru.
Bronşit: Bronşlarda bakterilerin yerleşip üreyerek iltihaplanması.
'C'
C Vitamini : Meyve ve sebzelerde bulunan, eksikliğinde bağ dokusunda zayıflamalara yol açan bir vitamin türü.
Cenin: Gelişmenin erken dönemindeki embriyoya verilen ad.
Cıvık mantarlar : Hem bitkisel hemde hayvansal özellik gösteren, gövdeleri ya tek yada çok çekirdek içeren, uygun olmayan şartlarda " Sklerotyum " adı verilen bir kist oluşturan canlılar.
Cins : Canlıların sınıflandırılmasında kullanılan bir terim olup, türleri içerisine alan taksonomik bir gruptur.Örneğin köpek (Canis), meşe (Quercus) gibi.
Covper bezi: Seminal sıvının oluşturduğu bezlerden biri.
Crossing-over: Eşey ana hücrelerinde gerçekleşen mayoz bölünmenin profaz I safhasında oluşan tetratların kromatitleri arasındaki parça değişimi.
'Ç'
Çenek: Tohum yaprağı. Tohumun yapısındaki bitki taslağında bulunan yapraklardan her biri.
Çift çenekli bitki (Dikotiledon): Embriyolarında iki çenek yaprak (kotiledon) bulunan bitkiler. İletim demetleri gövdede belirli bir düzende yerleşmiştir.
'D'
D - amino asit : Bakteri hücre duvarlarının polipeptidlerinde bulunan, proteinlerde bulunmayan amino asit.
Dalak : Omurgalı hayvanlarda lenfositlerin farklılaştığı ve alyuvarların parçalandığı, kan damarlarının bol olduğu lenfoid organlardan biri.
Deaminasyon : Bir molekülden amino grubunun çıkarılması işlemi.
Dekstrin: Çay şekeri cinsinden bir cins şeker.
Delesyon : Bir tip kromozom mutasyonu sonucunda DNA daki bir bazın yada bazların yok olması hali.
Dendrit: Sinir hücresinin kısa olan uzantısı.
Dentin : Kollagen ve kalsiyum tuzlarından yapılmış omurgalı hayvanların dişinin içteki sert kısımı.
Deoksiribonukleik asit (DNA): Canlılardaki yönetici molekül.
Deoksiribonukleotid: DNA'nın yapıtaşı olan molekül.
Deoksiriboz: C5H10O4 bileşiminde olan ve DNA'nın yapı birimlerinden biri olan şeker. Genel adı pentoz olan monosakkarit.
Deplazmoliz: Plazmolize uğramış hücrenin tekrar su alarak eski haline dönmesi.
Dermis: Hayvanlarda derinin alt tabakasına verilen ad.
Difüzyon: Moleküllerin hareket enerjileriyle çok yoğun ortamdan az yoğun ortama hareket etmesi.
Dihibrit: İki karakter bakımından melez olan bireylere verilen ad.
Dikotiledon: Embriyosunda iki çenek yaprağı bulunan bitki.
Dimorfizm : Bir türün iki farklı forma sahip olma durumu.
Diploid: 2n kromozom takımı taşıyan hücre.
Disakkarit: İki mol monosakkaritin dehidrasyonu sonucu oluşan çift şeker. Maltoz, sakkaroz, laktoz gibi.
Diyabet: Şeker hastalığı.
Doğalgaz: Yer kabuğunun içinde ****n, etan gibi çeşitli hidrokarbonlardan oluşan yanıcı gaz.
Doku: Belirli bir işi yapmak üzere özelleşmiş hücreler topluluğu.
Dominant: Baskın gen.
Döllenme: Yumurta ve spermin birleşmesi.
Döllenme borusu: Spermlerin yumurtayla birleştiği ve zigotu oluşturduğu tüp.
Döl yatağı: Uterus. Dişi üreme sisteminde, fetusu doğuma kadar beslemek ve barındırmakla görevli kas yapısında bir organdır.
Duyu siniri : Dış yada iç reseptör organlardan yada duyu alıcılarından alınan uyartıları sinir merkezine ileten sinirler.
Düz kas : İç organların hareketini sağlayan ve istemsiz çalışan, demetler alinde, uzun, iğ biçimli, tek çekirdekli kas hücrelerinin bağ dokusu içerisinde meydana getirdiği kas tipi.
'E'
Efektör: Bir organizmanın uyarıya karşı reaksiyon gösteren vücut kısmı, örneğin kas.
Ekdoderm: Embriyo gelişimi sırasında meydana gelen dış tabaka.
Eklem: İskelet sistemini oluşturan, iki yada daha fazla kemiğin birbirne eklendiği kısım.
Ekoloji: Canlıların birbirlriyle ve çevreleriyle olan ilişkilerini inceleyen bilim dalı.
Ekosistem: Bir çevredeki canlı ve cansızların tümü.
Eksositoz : Tek hücreli bir ökaryot canlının artık maddelerini boğum yaparak hücre dışarısına atma işlemi.
Embriyo: Yumurtanın döllenmesinden sonra, oluşan canlı taslağı.
Emülgatör: Besinlere katılan ve onların kararlı emülsüyon haline gelmesini sağlayan katkı maddesi.
Endoderm: Embriyo gelişimi sırasında meydana gelen iç tabaka.
Endokard: Kalbin içini örten bir sıra yassı epitel dokudan oluşan zar.
Endokrin bez: İç salgı (hormon) bezi.
Endositoz : Tek hücreli bir ökaryotun besin maddelerini boğum yaparak hücre içerisine alma işlemi.
Endosperm: 3n kromozomlu besi doku.
Enfeksiyon : Bakteri, virüs, mantar yada protozoonların organizmaya girmesi durumu.
Enzim: Hücre içinde üretilen ve bütün hayat olaylarını başlatan, hızlandıran, protein yapısındaki katalizörler.
Epididimis: Erkek üreme sisteminde, testislerin üzerinde bulunan spermlerin olgunlaştığı ve kısa bir süre depolandığı yer.
Epitel: Vücut dış yüzeyini, organların iç yüzeyini örten hayvansal doku.
Erepsin: Proteinlere etki eden ince bağırsak özsularında bulunan enzim.
Ergotin: Çavdar mahmuzu özütü. İlaç yapımında kullanılır.
Eritrosit : Yapısında oksijen bağlama yeteneği olan hemoglobini bulunduran kan hücresi (alyuvar).
Erozyon : Ekolojik faktörler nedeniyle toprağın verimli tabakasının bulunduğu yerden, su, rüzgar, dalga ve buz gibi etkenlerle taşınması.
Eşey: Cinsiyet.
Eşeyli üreme: Farklı iki eşey hücresinin birleşmesiyle bir canlı oluşması.
Eşeysiz üreme: Bir canlının özelleşmiş üreme hücrelerini meydana getirmeden tıpatıp atasına benzer canlıların oluşmasını sağlayan üreme şeklidir.
Eşik sinyali : Bir sinir hücresinde uyarının zarda değişiklik yapması için gereken minimum potansiyel farkı.
Etoloji: Canlıların davranışlarını inceleyen bilim dalı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://kolikforum.yetkinforum.com
 
Biyoloji Terimleri A-F
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
BY KOLİKFORUM :: BİYOLOJİ-
Buraya geçin: